Dugunu Kim Yonetir

Düğünler ülkelere göre farklılık gösterir ve düğünü kim yönetir gibi bir sorunun cevabı buna göre farklı olacaktır. Madem ki Türkçe olarak bunu google'a sordunuz ve karşınıza bu makale çıktı. Kısaca b..

Düğünü Kim Yönetiyor?

Ülkemizdeki düğünlerin yöneticisi her zaman gelin hanım mıdır? Gelin ne derse o mu olur? Peki gelini yönlendiren biri ya da birileri var mıdır? Vardır ya da yoktur bilemem. Zaten mevzu o değil.

Şimdilerde düğün hazırlıkları en az 9-10 ay önce başlıyor. Bu eskiden 3 aydı. Daha sonra süre uzadı. Çünkü hemen her düğünde olan, internet sayesinde olan biteni anında haber alabildiğimiz ve şu çok sevdiğimiz, hatta tuvalette bile elimizden düşürmediğimiz telefonlarımız yüzünden herşeye vakıf olduğumuz için daha farklı olsun duygusu burda da tavan yaptı. Düğünler bi değişik olmaya başladı. Farklı olmak detay demek, detay demek zaman demekti. Zaman ise para. Para deyince de aklımıza damat geliyordu.

maryam ve cuneyt

Peki bu düğün süreci nasıl işliyor?

Düğün hazırlıklarının ilk aşamasında düğün tarihi alınır. Sonra düğün salonu tutulur. Ardından gelinlik ve düğün fotoğrafçısı ve video. Damatlık kısmı çok dert değil. Son dakikaya bırakılsada olur çünkü önemli olan her zaman gelindir. Davetiye, nikah şekeri, düğün pastasının renk ve dizaynına da her zaman gelin karar verir. Damada ayıp olmasın diye sorulur. Damat parayı öder ve herhangi bir konuda fikri sorulduğunda ''sen bilirsin'' aşkım der.  Sakin! ben damadım ve öyle yapmıyorum deme. İstatistiklere göre %90 damat adayı bu konulara fazla karışmaz. Geri kalan %10 lük kesim ise kendisine yöneltilen sorulara verdiği cevapları kendi iradeleriyle verdiklerini sanar.  Yani şansını fazla zorlama sevgili damat.

 

Günler haftalar geçer ve düğün günü gelir çatar. Kızın evinden hareketle düğün salonuna gidecek servis araçları dahil herşey hazır durumdadır. Gelinin evine gelecek davul zurnayı oğlan tarafı tutar. Çünkü kız tarafı öyle istemiştir. Damat kızı almaya kapıya gelir. Tabi kız kuaförden erken geldiyse. Hala kuafördeyse mutlaka dış çekim yapan fotoğrafçı arkadaş artistlik olsun diye düğün hikayesi çekiyorum ayakları yaparak süreyi uzatır. Videocu elindeki stabilize aletiyle beraber, bir tanecik lensiyle yeni aldığı dslr kamerasını bir ileri bir geri giderek Steven Spielberg performansı sergiler. Eğer kuaför işi bitip eve gelindiyse, hala kapıda çalmakta olan davul- zurnacıya bol bahşiş verilir. Bu fiil, gelinin kapısında bekleyen gelin hanımın erkek kardeşi için bir referanstır. Davulcuya bahşiş verme sırasında cebe girip çıkan ele bakılır ve ona göre kapıyı açıp kızı gösterme kuru kendi kendine Amerikan dolarıyla alınmış Bitcoin ayarına kadar gelir.  Bununla ilgili bir rahiç yoktur. Gelinin erkek kardeşi damadın yüz ifadesinden, yaklaşık 3 saniyede kapıyı açması gerektiğini anlar. Yök eğer anlamazsa,  geçmişiyle birlikte yedi sülalesinin cinsel tacize uğrama riskini göze almış olur. Zira damat yalnız değildir ve çoğu zaman damadın kızkardeşi yakınlarda bir yerdedir. Kafasındaki PH değeri yüksek suyla sulanmış gül çiçekli saçıyla pembe elbisesi 300 metreden göze çarpar. Eğer damadın yüz ifadesine rağmen erkek kardeş kapıyı açmazsa görümce gelir ve erkek kardeşe hunharca ''lütfen artık açta girelim'' der. Bu beklenmedik tepkiyi alan gelinin sevgili kardeşinin beyni anında endorfin salgılar ve bu 6 saniye sürer. Parayı eline aldığında salgılanan seratonin ise gece boyunca ona yetecektir.davulcuya bahsis

Parayı alan erkek kardeş kapının önünden çekilir. Gelin ve damat güle oynaya evden çıkar ve limuzine biner. Limuzin evet. Son dönemde sırf değişiklik olsun diye bu tarz seçimler artmaya başladı. Gelin arabası kiralama firmaları bile limuzin portfolyolarını artırmaya başladı. Özellikle klasik gelin arabası seçenekleri bir hayli arttı. Bu arada dikkatinizi çektiyse gelin arabası dedik hatırlatalım.

gelin arabasi evden cikis

Buna rağmen hala düğünü kim yönetir? sorusuna cevap aradığınızı varsayıp yazımıza devam ediyoruz.


Düğün salonuna gelinir. Bu arada misafirler yavaş yavaş masalara yerleşmiş ve bazı akrabalar çoktan küsmüştür bile. Çünkü her düğünde mutlaka birkaç akraba protokolden yer almak ister. Orkestraya ait hoparlörün dibinde oturmak istemez.  En arkaya oturtulan misafirler ise taki takar belki diye çağrılmış olanlardır. Her ne kadar fısıltıyla bile olsa düğün öncesi çocuk getirilmemesi dile getirilsede çocuklu aile çoktur. Çocuklar çoktan bir içeri bir dışarı koşmaya başlamıştır bile. Biri yerde yatar diğeri bacaşından çeker ve anneler kılını kıpırdatmaz. Çocuktur. Oynasındır.

gelin ve damat ilk dans

Orkestra şefi ya da solist gelir. Bu arkadaşlar ülkedeki ekonomik koşullardan ötürü genelde ya tezgahtarlık yapan ya da muhasebecide full time çalışan kişilerdir. Birkaç tanesi internetten satış işiyle ilgilenir. Çok nadir konservatuarda öğrenci olana rastalanır. Okullu olanlar nota okumayı bilirler ve hayalleri vardır. Ama düğün salonunda nota pek işe yaramaz. Youtube kanalı açanlar biraz takipçiyle beraber egosunu tatmin eder.

Nerde kalmıştık?

 
Bu sorumlu kişi ilk dansları için gelin hanıma istedikleri şarkıyı sorar. Damada da ayıp olmasın diye gözucuyla bakıp Amerikalıların sabahleyin birbirlerine attığı sahte gülücüklerden atar.

Soru karşısında gelin sinirlenir. ''Ben size düğünşarkıları.com sitesinden bütün düğün günü için bir playlist oluşturup linkini gönderdim. İlk dans dahil bütün liste ordaydı'' der. ''Bana neden böyle bir soru soruyorsunuz'' diye agresif reklam yapar. Gün onun günüdür. Gelin istediği gibi rüzgar yapmakta serbesttir.
 Düğün orkestrası alttan alarak hemen telefona sarılır ve gelinin sitedeki hesabına bakar. Listeyi orda görünce bir oh çeker. Damat arayı bulmaya çalışır ve geline çok sert bakar ve kükreyerek ''Tamam aşkım'' der. Şu ana kadar düğün yönetiminde kendine yer bulamayan damat, gelin odasına gelen lise arkadaşlarıyla beraber iki kare fotoğraf çekilir. Gelin odası mı dedik? Herild yani. Oda toprağıyla beraber komple geline aittir ve o yüzden gelin odası denir.

Anons başlar. Orkestra ''Değerli misafirler sevgili konuklar! Orkestramız ve her iki düğün sahibi adına düğünümüze hoşgeldiniz derken genç çiftimizi alkışlarınızla ilk danslarını yapmak üzere piste davet ediyoruz'' şeklinde salona giriş müziği eşliğinde ilk dans için gelin ve damadı el ele salona davet eder. Alkış kıyamet kopar. Alkışlamayanlar arkada oturanlardır. Onlar gelini oturdukları yerden pek göremez ve alkışlamazlar. Geriye kalanlar görür ve bütün gözler gelinin üzerindedir. Adeta kuğu gibidir. Göz alıcı, 7500 liralık gelinlik, 750 liralık gelin saçı, 500 liralık gelin ayyakabisi, 400 liralık gelin makyajı, 150 liralık ipek kirpikleri, 100 liralık yapma tırnakları, gerdek için aldığı  paha biçilmez Victoria Secret iç çamaşırı kombiniyle ne adetası? Tam bir kuğu gibidir. Ödemeyi kim yapmıştır?  Tabi ki damat.  Peki yukardaki listeye karar veren kimdir?

Vay! Gelişme var. Süpersiniz.

İlk dansa başlanır.


Whitney Houston '' İ will always love you'' isimli biz diyelim ''damar'' siz deyin ''ağır'' ayrılık şarkısı sırf şarkının adı seni hep seveceğim dediği ve o kısım lise ingilizce seviyesinde olduğu için ilk dans şarkısı yapılır. İngilizce bilmeyen damat bu seçime de yumruğunu masaya vurarak '' Tamam aşkım'' demiştir.

İlk dansın tam ortasında orkestra şefi davetlileri de gelinhanim ve damat beyle beraber dans etmek üzere piste davet eder. Fotoğrafçı bu işe her zaman kıl olur çünkü istediği romantik kareler salon içersinde sadece bu sırada yakalanabilir. Acele etmelidir ve acele eder. Çünkü orkestra elemanları genelde bu konuda bilinçli değildir. Fotoğrafçı hazır mı değil mi bakmazlar. Çoğu zaman fotoğrafçıya haber vermeden gelin ve damadı salona davet ettikleri bile olur. Fotoğrafçı salonun ortasında mal gibi kalır. Orkestraya içinden küfür eder. Dışından edemez. Gelinden korkar.

Videocu ise genelde tekerlekli tripod üzerine koyduğu kamerasıyla bir o yana bir bu yana tripodu gezdirerek görüntü yakalamaya çalışır. 400 kişilik düğünde yeşil gömleği, kot pantolonu ve beyaz spor ayakkabısıyla salonun ortasında gece boyu ampul gibi parlayan bir tek o vardır. Gelin her ne kadar düğün öncesi lütfen siyah giyinin demiş olsada, ülkemizde düğün fotoğrafçılarının moda fotoğrafçısı gibi giyinmesi trendi geçmeyen bir modadır. Gerçi birçoğu arizona kertenkelesi gibi giyinmeyi öyle zannederek kafa karışıklığı yaşarlar. Siyah giyinin diyen kim?

Bravo! Bunu da bildiniz.

 

Oyun havaları, taki merasimi derken düğünün yarısına gelinir. Orkestra anonslara devam eder. Lütfen çocuklarımızı pistten alalım. Düğünde kendi insiyatifini kullandığı tek an çocuklarla ilgili kurduğu cümledir. Çünkü kayınpederin havaya attığı paralar yerçekimiyle yere düşmüş ve gelinin tanımadığı çocuklar tarafından cebe indirilmeye başlanmıştır. İçine kapanık utangaç olanlar ise annelerinin ''git sandalyenin altındaki paraları da al'' şeklindeki ahlaksız direktifleriyle para kazanmanın kolaylıklarına ve ilerde çalışmadan para kazanma tadında çiftlikbank mağduru, havadan gelir elde etme kıvamında Jet Fadıl mağduru olma potansiyeline o akşam erişirler. Orkestra bir ara dansı durdurup anons  yapar. ''Lütfen çocuklarımıza yerdeki paraları bırakmalarını söyleyin'' der. Zira o paralar orkestranın '' Alatura'' dediği paralardır ve onlara aittir.

Taki bittikten sonra sıra pasta merasimine gelir. Gelinin seçmediği, salona ait plastik pasta gelir ve gelinin seçtiği pasta, mutfakta kesilip konuklara dağıtılır. Yanında gazoz verilir. Çocuklar bayram yapar. Body building yapanlar ise ertesi gün yapacakları cardionun hesabını yapmaya başlar.

Oyun havaları, roman havaları derken düğünün bitmesine 1 saat filan kalır. Artık herkes yorulmuş ve damat bitsede gitsek modunda gelin masasında kalan pastayı yemektedir. Gelin masası mı dedik? Heralde amk. Masa gelinindir.

gelin masasi

Sonlara doğru misafirlerin çoğu gitmeye başlamıştır. Geriye masanın altından votka içen enişte, dayı ve akrabalar ve damadın arkadaşları kalmıştır. Dünürler aynı başında gelenlere hoşgeldiniz dedikleri gibi gidenlere de güle güle deme görevini üstlenir. En çok taki takanlar gelin ve damatla çıkarken birkez daha fotoğraf çekilmek ister. Fotoğrafçı bu durumdan memnundur çünkü tanesi 20 tl den potansiyel müşteri eklenmiştir. Bu sayede gecede 2000 lira ekstra para kazanan fotoğrafçılar biliyoruz. Hatta tanesine 20 euro alan bile var ama onların gelinleri ''Pronovias'' marka gelinliğe 25bin euro ödeyengillerden.

Son olarak orkestra 17. kez aynı oyun havasını çalar ve düğün sona erer.

Yani kısacası arkadaşım. Düğünü kim yönetir? sorusunun cevabı her zaman gelindir.

Yok eğer öğrenmek istediğin düğün palalamacısı ile çalışan bir düğün organizasyonu ise işler değişir. Bu konuda da 1500 kelimelik bir makale yazılabilir. Hatta dünyanın değişik ülkelerinde bu işler nasıl oluyor konusu bile incelenebilir fakat senin sorduğun sorunun cevabı dünyanın her yerinde aynıdır. Patron her zaman gelindir.

fotograflar ve video by mystudionet.com

0 Yorumlar

Hiçbir yorum bulunamadı